Dünya Sağlık Örgütü (WHO), mevcut çatışmanın getirdiği zorluklara rağmen Sudan’da hizmet sağlamaya devam edildiğini açıkladı. WHO Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Ahmed el-Mandhari dün düzenlediği basın toplantısında, “WHO, Sudan’da diğer bölgelerde yaşananlara benzer durumlarla karşı karşıya kaldı ve misyonunu tamamlamak için önceki deneyimlerinden öğrendiklerini uygulamaya çalışacak” ifadelerine yer verdi.

Basın toplantısı Dünya Aşılama Haftası’nın başlaması vesilesiyle düzenlenmiş olsa da, ağırlıklı olarak Sudan’daki olaylar ve ülkedeki aşılama hizmetleri üzerindeki etkileri ele alındı. Basın toplantısına Sudan’da hayatını kaybeden 3 insani yardım çalışanı için Birleşmiş Milletler ailesine ve Birleşmiş Milletler Gıda Programı’na başsağlığı dileyerek başlayan Mandhari, “Ne kadar sürerse sürsün hiçbir çatışmada kazanan ya da kaybeden yoktur, bu çatışmaların sadece sağlık üzerinde olumsuz bir etkisi olacaktır” dedi.

Şarku’l Avsat’ın krizin Sudan’da verilen aşılama hizmetlerine yönelik etkisinin nasıl olacağına yönelik sorusuna yanıt olarak, “Sel ve deprem gibi doğal afetler sağlık hizmetlerini iki yılı geçmemek üzere etkilerken, bu tür çatışmaların etkileri yüzlerce yıl sürüyor. Bu durum, çatışmalara tanık olan ülkeleri ziyaret ederek görülebilir. Aldığı uluslararası desteğe ve bunun için harcanan milyarlarca dolara rağmen sağlık sistemleri hala Orta Çağ’da kalıyor” dedi.

Herhangi bir anlaşmazlıkta dar kişisel çıkarlar yerine kamu çıkarlarını gözetmenin önemini vurgulayan Mandhari, ‘Genişletilmiş Aşılama Programı gibi çeşitli sağlık programlarında elde edilen kazanımların bu tür çatışmalarla kaybedilebileceğini’ de belirtti.

Mandhari, Genişletilmiş Aşılama Programı’nın 1970’lerin sonlarında başladığını ve ‘güvenli ve etkili aşılarla milyonlarca insanı yaşamı tehdit eden hastalıklardan koruduğunu’ açıkladı. Mandhari “Doğu Akdeniz Bölgesi’nde kızamığa karşı aşılama, 2000-2021 yılları arasında 5 yaş altı çocuklar arasında yaklaşık 10 milyon ölümü engelledi. Aynı zamanda, çocuk felcine karşı yürütülen güçlü ve etkili kampanyalar sayesinde, bölgedeki 22 ülke ve bölgeden 20’sinde artık çocuk felci virüsü yok ancak hastalık hala sadece Afganistan ve Pakistan’da endemik şekilde bulunuyor. Her iki ülke de hastalığı ortadan kaldırma yolunda önemli ilerlemeler kaydetti” dedi.

Mandhari Kovid-19 pandemisi hakkında da açıklama yaparak, “2020 ile 2021 yılları arasında 6,5 ​​milyondan fazla çocuğun kızamık aşısı olmamasını sekteye uğrattı. Ayrıca, 6,4 milyon çocuk herhangi bir rutin aşısını olamadı. Çocuk felci kampanyaları da dört aylığına askıya alındı ​​ve bu da birçok çocuğu hastalığa yakalanma riskiyle karşı karşıya bıraktı” dedi.

Bölge Ofisi Müdürü, pandeminin diğer hastalıklara yönelik aşılama hizmetleri üzerindeki olumsuz etkisine karşın, 2021 yılından bu yana bölgede yaklaşık 890 milyon doz Kovid-19 aşısı uygulanmasıyla bir başarıya tanık olunduğunu belirtti. Mandhari “WHO, Dünya Aşılama Haftası vesilesiyle, aşılama programlarının gelecekteki şoklara veya kesintilere karşı direnç göstermesini sağlamak için pandemiden ders çıkarmayı amaçlıyor. Ayrıca, rutin çocuk felci aşılaması ile kapsama alanını eski haline getirmek için ortak eylemde bulunmak üzere hükümetlerle birlikte çalışacak” dedi.

Öte yandan WHO Doğu Akdeniz Bölge Ofisi’ne bağlı Bağışıklama ve Aşı ile Önlenebilir Hastalıklar Birimi Başkanı Kamrul Hasan, iklim değişikliği ile yakın zamanda ortaya çıkan çocuk felci virüsünün yeni bir çeşidi arasında herhangi bir ilişki olmadığını belirtti. Hasan “Aşı olmayan çocuklarda varyantlar gelişir, bununla birlikte iklim değişiklikleri, çocukların aşıya erişiminin engellenmesine neden olan doğal afetlerin ortaya çıkması ile dolaylı bir etkiye sahip olabilir” dedi.

Katar Sağlığı Bakanı Hanan el-Kuwari adına basın toplantısına katılan Sağlık Bakanı Yardımcısı Salih el-Merri, “Eşitsizlik, aşı yaptırma konusundaki isteksizlik, yanlış bilgilendirme ve karmaşık insani krizler, Doğu Akdeniz Bölgesi’nin aşılamayı teşvik etme çabalarında bir karmaşıklık katıyor” dedi. Bakan yardımcısı “Bu sorun, Pakistan ve Afganistan’da hala endemik olduğu için, Doğu Akdeniz’i çocuk felci virüsünün hala endemik olduğu tek bölge haline getiriyor” dedi.

Son olarak “İki ülke şimdi çocuk felcine karşı bağışıklık oluşturma ve virüsü şimdiye kadarki en küçük coğrafi alana hapsetme konusunda büyük adımlar atıyor. Bu da bizi virüsün küresel olarak ortadan kaldırılması hedefine ulaşmaya her zamankinden daha fazla yaklaştırıyor” dedi.